Sincan halı koltuk yıkama şirketinde Uşak halılarınız el dokuma yün halılarımızın yıkama kategorilerine göre temizlenir ve adresinize teslim edilir. Avrupa tablolarına göre bu halıların başlangıcı 16. yüzyılın ilk yarısına kadar uzanmakta ve 17. yüzyıl ortalarına kadar devam etmektedir. Münih kral sarayının Peter Candid tarafından 1587’de yapılan tavan resminde böyle bir kompozisyon vardır. Bundan daha önceki tarihlerde örnekleri açıkça belirtilmemekle beraber, beyaz zeminli halılara, envanterlerde 1571 -1572 Arşidük Ferdinand, 1578’de İmparator Maximilian II ve 1545-1568’de Fransa kraliçesi Elisabeth (Philippe ll.’nin eşi)’in terekelerinde rastlanır. Leningrad Hermitage Galerisi’nde, Alessandro Varotari’nin 1625 yıllarındaki tablolarında, çok doğru, kuşlu halı tasvirleri vardır. Madrid’de Lazaro koleksiyonun’da masa üzerinde serili kuşlu halı tasviri ile Clouet okuluna mal edilen resim, tarihsiz olmakla beraber belki eski orijinalin bir kopyası’dır. Zırh ve miğfer biçimine göre 1560-1570 arasına tarihlendirilebilir. Bu durumda Kuşlu halıların 16. yüzyılın ilk yarısında başlayıp 17. yüzyıl ortalarına kadar uzandığını göstermek kabil olmaktadır. Tam ortasında Lemberg Baş piskoposu (1614-1633 arasında) Jan Andrzej Prochnicki arması ile bir Kuşlu halı Stockholm Lundgren özel koleksiyonunda bulunmaktadır. Bunların 4 metreyi aşan büyüklükte olanları yapılmıştır. Transilvania Schaessburg Kili-sesi’nde de 1640 tarihli bir Kuşlu halı bulunmaktadır. Beyaz zeminli halıların daha küçük bir grubunda çintemani adı verilen, aslında 3 pars benekli ve 2 kaplan çizgili örnek, mavi, kırmızı, sarı renklerle bütün zeminde tekrarlanmaktadır. Osmanlı hükümdarlarının 16. ve 17. yüzyıllarda aynı motifli kumaşlardan kaftanları vardır. Bir kısmı büyük ölçüde yapılan bu halı’larda İstanbul ve Konya müzelerinde ilgi çeki’ci örnekler olduğu gibi, Floransa’da Museo Bardini, New York Metropolitan Museum, Philadelphia Müzesi’nde ve çeşitli özel koleksiyonlarda da örnekleri bulunmaktadır. Aynı örnekte, fakat kırmızı zemin üzerine sarı kap’lan çizgisi ve lacivert pars benekleri ile çok geniş bordürlü büyük bir halı İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır. Bu halı 16. yüzyıl sonlarından kalmadır. Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bu motifin değişik şeklini gösteren 18. yüzyıldan uzun bir Uşak halısı ise, kahverengi bir zemin üzerine mavi kancalı kırmızı ve sarı dolgulu tek kaplan çizgisi ile, ortası sarı kırmızı üç beyaz pars beneğinden ibaret bir örnek gösteriyor. Kaplan çizgisi alttan üstten çıkan dörder kolla adeta bir böceği andırıyor. Geniş bordur sarı zemin üzerine mavi renkte kalın köşeli kıvrık daldan çıkan stilize lale, karanfil, nar ve sümbüllerle uzun kenarın birer ucunda çok stilize ikişer küçük hayvan figürü göstermektedir. Zeminde kullanılan tabii kahverengi yün zamanla aşınmıştır. Aynı müzeden küçük boyda diğer bir beyaz zeminli halı, 1. tip Holbein halılarından gelişen bir örnek gösteriyor. Karelere bölünmüş zeminden her karenin ortasına kırmızı birer rozet çiçeği yerleştirilmiş, köşelerdeki koyu mavi çeyrek baklavaların dördü bir bütün baklava meydana getirmiştir. Motifler ince kollarla birbirine bağlanmıştır, iri Çin bulutları ve örgü motiflerle karakteristik bordur, Çin bulutları arasına zemindeki rozet çiçekleri yerleştirilerek zenginleştirilmiştir.
Bu halı 17. yüzyıl sonlarına tarihlendirilebilir. Vakıflar Halı Müzesi’nde koyu mavi zemin üzerine kırmızı olarak üç pars beneği ve çift kaplan çizgisi ile post motifli halı bunların 19. yüzyılda da devamını gösterir. Yalnız burada post örneği zeminin ortasına yerleştirilen ve ahengi bozan bir madalyonla karıştırılmıştır. Geometriğe kaçan bordur şekli de geç devre işaret etmektedir. 16. yüzyıldan 18. yüzyıl sonuna kadar Anadolu halılarının ikinci parlak devrini meydana getiren Uşak halıları, 18. yüzyıl sonunda bozulmaya ve gerilemeye başlamıştır. Bununla beraber, bazı tiplerin çok bozulmuş örnekleri zamanımıza kadar yaşamıştır.
Bergama Halıları Holbein halılarının III. ve IV. tiplerinden gelişen Bergama halılarında geometrik desenler ve kuvvetle üsluplanarak geometrik şemaya uydurulmuş bitki motifleri görülür. Bunların en önemli tiplerinden biri, halı zeminini enine dolduran iki veya üç çeşit karenin üst üste sıralanmasını gösterir. Karelerin ortasına sekizgenler, bazen altıgen yerleştirilmiş, köşeler üçgenlerle doldurulmuştur. Diğer bir tip, orta’daki esas motif olan sekizgenin etrafında küçük sekizgenlerin gruplaşmasını gösterir. Gelişmede sekizgenlerin etrafındaki kare veya dikdörtgen çerçeve ortadan kalkmakla beraber, daha sonra kare çerçeveler tekrar görülmüş ve aralarına stilize hayvan figürleri yerleştirilmiştir. Yıldız veya kare biçiminde motifler de vardır. En eskileri 16. yüzyıldan kalmış olan Bergama halıları, Selçuklu halılarının birçok motif’lerini ve kufi bordürlerini günümüze kadar yaşatmışlardır. Devetüyü sarısı, tabii beyaz, iki kırmızı, mavi, ceviz yeşili, kahverengi ile iki renk tonunun yan yana kullanılması, Selçuklu renkleri geleneğinin devamıdır. Geometrik motifler yanında, kuvvetle üslup lanmış bitki motifleri de geometrik düzene uymakla beraber bordürlerde ve 19. yüzyıldan sonraki halılarda natüralist çiçek ve yaprak motifleri görülür. 18. yüzyıl örneklerinde dolgu motifi olarak tekrar ortaya çıkan küçük hayvan figürleri Bergama halılarının hayvan motifli halılar ile bağlantısını açıkça belli eder. Beyaz Zeminli Uşak Halıları
 Beyaz veya ona yakın açık krem zemin rengi ile karakteristik iki grup halı Çin bulutlu, palmetli bordürleri, teknikleri ve birçok özellikleri ile Uşak çevresine bağlanır. Başlangıcı 16. ve 17. yüzyıla giden bu halılar, Kuşlu ve Çintemanili adları ile tanınır. Esas motifi meydana getiren şekillerin ilk bakışta kuşu andırması yüzünden Kuşlu denilen halılarda, gerçekte birbiri ile karşılaşan iki yaprak arasında zeminin çeşitli renginden meydana gelen aldatıcı bir görünüş vardır. Bunlarda Uşak halılarına zıt geometrik bir düzen görülüyor. Fakat motifler tamamıyla bitki kaynaklı olup, rozetler ve çiçekler arasındadır.

 Kuşlu denen bu halıların İstanbul ve Konya müzelerinde çok güzel örnekleri olduğu gibi, bunlar dünya müzelerine ve özel koleksiyonlara da bol sayıda dağılmıştır.
 Avrupa tablolarına göre bu halıların başlangıcı 16. yüzyılın ilk yarısına kadar uzanmakta ve 17. yüzyıl ortalarına kadar devam etmektedir. Münih kral sarayının Peter Candid tarafından 1587’de yapılan tavan resminde böyle bir kompozisyon vardır. Bundan daha önceki tarihlerde örnekleri açıkça belirtilmemekle beraber, beyaz zeminli halılara, envanterlerde 1571 -1572 Arşidük Ferdinand, 1578’de İmparator Maximilian II ve 1545-1568’de Fransa kraliçesi Elisabeth (Philippe ll.’nin eşi)’in terekelerinde rastlanır. Leningrad Hermitage Galerisi’nde, Alessandro Varotari’nin 1625 yıllarındaki tablolarında, çok doğru, kuşlu halı tasvirleri vardır. Madrid’de Lazaro koleksiyonun’da masa üzerinde serili kuşlu halı tasviri ile Clouet okuluna mal edilen resim, tarihsiz olmakla beraber belki eski orijinalin bir kopyası’dır. Zırh ve miğfer biçimine göre 1560-1570 arasına tarihlendirilebilir. Bu durumda Kuşlu halıların 16. yüzyılın ilk yarısında başlayıp 17. yüzyıl ortalarına kadar uzandığını göstermek kabil olmaktadır. Tam ortasında Lemberg Baş piskoposu (1614-1633 arasında) Jan Andrzej Prochnicki arması ile bir Kuşlu halı Stockholm Lundgren özel koleksiyonunda bulunmaktadır. Bunların 4 metreyi aşan büyüklükte olanları yapılmıştır. Transilvania Schaessburg Kili-sesi’nde de 1640 tarihli bir Kuşlu halı bulunmaktadır.

 Beyaz zeminli halıların daha küçük bir grubunda çintemani adı verilen, aslında 3 pars benekli ve 2 kaplan çizgili örnek, mavi, kırmızı, sarı renklerle bütün zeminde tekrarlanmaktadır. Osmanlı hükümdarlarının 16. ve 17. yüzyıllarda aynı motifli kumaşlardan kaftanları vardır. Bir kısmı büyük ölçüde yapılan bu halı’larda İstanbul ve Konya müzelerinde ilgi çeki’ci örnekler olduğu gibi, Floransa’da Museo Bardini, New York Metropolitan Museum, Philadelphia Müzesi’nde ve çeşitli özel koleksiyonlarda da örnekleri bulunmaktadır. Aynı örnekte, fakat kırmızı zemin üzerine sarı kap’lan çizgisi ve lacivert pars benekleri ile çok geniş bordürlü büyük bir halı İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır. Bu halı 16. yüzyıl sonlarından kalmadır. Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bu motifin değişik şeklini gösteren 18. yüzyıldan uzun bir Uşak halısı ise, kahverengi bir zemin üzerine mavi kancalı kırmızı ve sarı dolgulu tek kaplan çizgisi ile, ortası sarı kırmızı üç beyaz pars beneğinden ibaret bir örnek gösteriyor. Kaplan çizgisi alttan üstten çıkan dörder kolla adeta bir böceği andırıyor. Geniş bordur sarı zemin üzerine mavi renkte kalın köşeli kıvrık daldan çıkan stilize lale, karanfil, nar ve sümbüllerle uzun kenarın birer ucunda çok stilize ikişer küçük hayvan figürü göstermektedir. Zeminde kullanılan tabii kahverengi yün zamanla aşınmıştır.

Aynı müzeden küçük boyda diğer bir beyaz zeminli halı, 1. tip Holbein halılarından gelişen bir örnek gösteriyor. Karelere bölünmüş zeminden her karenin ortasına kırmızı birer rozet çiçeği yerleştirilmiş, köşelerdeki koyu mavi çeyrek baklavaların dördü bir bütün baklava meydana getirmiştir. Motifler ince kollarla birbirine bağlanmıştır, iri Çin bulutları ve örgü motiflerle karakteristik bordur, Çin bulutları arasına zemindeki rozet çiçekleri yerleştirilerek zenginleştirilmiştir.
Bu halı 17. yüzyıl sonlarına tarihlendirilebilir.
Vakıflar Halı Müzesi’nde koyu mavi zemin üzerine kırmızı olarak üç pars beneği ve çift kaplan çizgisi ile post motifli halı bunların 19. yüzyılda da devamını gösterir. Yalnız burada post örneği zeminin ortasına yerleştirilen ve ahengi bozan bir madalyonla karıştırılmıştır. Geometriğe kaçan bordur şekli de geç devre işaret etmektedir.
16. yüzyıldan 18. yüzyıl sonuna kadar Anadolu halılarının ikinci parlak devrini meydana getiren Uşak halıları, 18. yüzyıl sonunda bozulmaya ve gerilemeye başlamıştır. Bununla beraber, bazı tiplerin çok bozulmuş örnekleri zamanımıza kadar yaşamıştır.
Bergama Halıları
Holbein halılarının III. ve IV. tiplerinden gelişen Bergama halılarında geometrik desenler ve kuvvetle üsluplanarak geometrik şemaya uydurulmuş bitki motifleri görülür. Bunların en önemli tiplerinden biri, halı zeminini enine dolduran iki veya üç çeşit karenin üst üste sıralanmasını gösterir. Karelerin ortasına sekizgenler, bazen altıgen yerleştirilmiş, köşeler üçgenlerle doldurulmuştur. Diğer bir tip, orta’daki esas motif olan sekizgenin etrafında küçük sekizgenlerin gruplaşmasını gösterir. Gelişmede sekizgenlerin etrafındaki kare veya dikdörtgen çerçeve ortadan kalkmakla beraber, daha sonra kare çerçeveler tekrar görülmüş ve aralarına stilize hayvan figürleri yerleştirilmiştir. Yıldız veya kare biçiminde motifler de vardır.


En eskileri 16. yüzyıldan kalmış olan Bergama halıları, Selçuklu halılarının birçok motif’lerini ve kufi bordürlerini günümüze kadar yaşatmışlardır. Devetüyü sarısı, tabii beyaz, iki kırmızı, mavi, ceviz yeşili, kahverengi ile iki renk tonunun yan yana kullanılması, Selçuklu renkleri geleneğinin devamıdır.

Geometrik motifler yanında, kuvvetle üslup lanmış bitki motifleri de geometrik düzene uymakla beraber bordürlerde ve 19. yüzyıldan sonraki halılarda natüralist çiçek ve yaprak motifleri görülür.
18. yüzyıl örneklerinde dolgu motifi olarak tekrar ortaya çıkan küçük hayvan figürleri Bergama halılarının hayvan motifli halılar ile bağlantısını açıkça belli eder.
 
Sincan halı koltuk yıkama şirketi olarak sizler için bu bilgileri Sincanda herkes bilsin diye araştırarak bulduk.